Ana içeriğe atla

Bucaspor 3-5 Fenerbahçe / 24.04.2011

Trabzonspor maçından sonra kazanmamız gereken bir karşılaşmaydı. Şampiyonluk yolunda büyük önem arz eden Bucaspor karşısında tutuk başladık. Bucaspor'un daha etkili oynadığı bir ilk yarı geçti. Maça, 15. dakika da Musa Aydın'ın attığı golle başladılar. Golden sonra etkili gelmeye başladılar. Defansif anlamda zaaf gösterdiğimiz ilk yarıda ancak bu şekilde gol atarız diyeceğimiz Emre'nin golüyle durumu eşitledik. Ama, yine de kötü oyunumuz gözler önündeydi. Toparlanmamız gereken yer de Bucaspor'un atakları karşısında zorlanmaya başladık. Neticesinde de 38. dakika da Abdülkadir'in golüyle 2-1 geriye düştük. İlk yarıda ki kötü futbolumuz sonucunda ilk yarıyı 2-1 geride kapattık.

İkinci yarıda ise, biraz olsun toparlanma gösterdik. Fakat, yediğimiz 3. golde 3 oyuncumuz arasından golü bulan Abdülkadir'i kutlamak gerekir. Oyuncuyu kutlarken, orada o topa vurduran defans oyuncularımızı da kutlamak istiyorum! Skor 3-1'e geldikten sonra bir geri dönüş yapmak gerekiyordu. Şampiyonluk için galibiyet almamız ve avantajlı duruma geçmek çok önemliydi. Bunun bilincinde ki oyuncular biraz olsun maça asılmaya başladı. Bucaspor'un golünün ardından 5 dakika sonra kazandığımız penaltı golüyle durumu 3-2'ye getirdik. Artık, bütün ipler bizim elimizdeydi. 3-2'yi yakaladıktan sonra sahada adeta gezen Caner'in yerine oyuna giren Stoch takımı canlandırdı. Ataklarda ki oyunu ve pozitif futbolu ile aldığı şansı iyi değerlendirdi. Dakikalar 68'i gösterdiğinde sağdan gelen ortaya Alex'in adeta havada asılı kalarak yaptığı kafa vuruşuyla 3-3'lük beraberliği sağladık. Bu dakikadan sonra galibiyet bizleri bekliyordu. Aykut hocanın oyunu kazanmak için yaptığı Baroni-Güiza değişikliği son zamanlarda rastlamadığımız bir değişiklik oldu. Güiza'da 343 gün sonra oyuna girer girmez attığı golle takımımızı öne geçiriyordu. Bu gol hem takımımız için hem de Güiza için çok önemliydi. Golden sonra gözyaşlarını tutmayan Güiza, tribünlerin dilinden hiç düşmedi. 4-3'den sonra Bucaspor'un beraberlik için atakları sonuçsuz kaldı. Maçın uzatma dakikalarında ise maçın sonucunu netleştiren Santos güzel bir gol atarak takımımızın sahadan 5-3 galip ayrılmasını sağladı.

Güzel futbol mu oynadık? hayır. Ama, kazanmak daha önemliydi. Bundan sonrası için avantaj bizde. Daha önce yaşadığımız şansızlıkları bir kenara bırakıp, kalan maçlarımızı da kazanarak sezonu şampiyon tamamlamalıyız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf