Ana içeriğe atla

2011-2012 Fenerbahçe Futbol Takımı Transferleri / Orhan Şam

1986'lı doğumlu şuan STSL'de defans hattı oyuncuları arasında göz önünde olan bir oyuncuyu transfer etmek, kadro genişliği açısından çok iyi bir hamle. Tabi ki hangi kulvarda tam olarak ilk 11'i görecek onu merak ediyorum. Orhan'ın defansın her yerinde oynuyor olması da büyük avantaj. Ama, Fenerbahçe gibi büyük bir camia'da nasıl bir etki gösterir o da muallak bir durum. Fakat, Gençlerbirliği'nde gösterdiği performansı hocası Ayku Kocaman'a gösterdiği taktir de formasını alacağından şüphe duymuyorum.

Gelelim Orhan Şam'ın futbol yaşantısına. Futbola herkes gibi çok ufak yaşlarda başlamış. Erdemirspor'da forma giyen Orhan Şam, antranörünün de yardımlarıyla Ankara'ya seçmelere gidiyor. Ankara'da ki seçmelerde beğeni toplayan bu ufak çocuk, yine antranörünün kararıyla Gençlerbirliği altyapısına katılıyor. Altyapı'da sadece 1.5 sezon forma giyen Orhan, sonrasında takımın başına gelen -istatistik hocası- Ersun Yanal'ın takımın başına gelmesiyle Gençlerbirliği A takımın yolunu tutmuş. Bu kısa zamanda Süper Lig'de forma giyme şansı yakalayan Orhan Şam, 2003 yılında kadronun vazgeçilmez oyuncularından Ümit Bozkurt'un yerine oyuna girmesiyle Süper Lig macerası başlamıştı. Gençlerbiliği'nde 50 maça yakın forma giyme şansı yakalayan Orhan şam, bir sonra ki sezon Hacettepe'nin yolunu tutuyor. Gençlerbiliği takımının plot takımı gibi görülen Hacettepe'de takım kaptanlığına kadar yükselen aynı zamanda Gökhan Gönül ile birlikte forma giyme fırsatı da yakalamıştı.

Hacettepe'nin Süper Lig'e yükselmesinde büyük pay sahibiydi. Hacettepe'de 3 sezon forma giyen Orhan Şam, takımın Süper Lig'de küme düştüğü 2008-2009 yılında takımın en çok dakika alan futbolcusuydu. Ayrıca, Lig'inde en genç takım kaptanı sıfatını taşıyordu. 2009'da takımın küme düşmesinden takım etkileniyor olsada Orhan Şam ortaya koyduğu performansla lig de bir çok takımın transfer listesinde yer almaya başlamıştı. Özellikle, Galatasaray'ın kadrosuna katmak istediği Orhan Şam, Gençlerbirliği'nin yeni hocası Doll'ün isteği üzerine takımda kaldı ve kadroda şans bulmaya başladı. 2005 yılında Gençlerbilriği'ne gelen Orhan Şam, tam anlamıyla Thomas Doll'ün gelişiyle yeniden doğdu. 5 yıl aranın ardından yeniden takıma dönen Orhan Şam, Gençlerbirliği formasını şuana kadar 94 kez terletmiş. Ortaya koyduğu performansla Thomas Doll'ün de vazgeçilmezleri arasında ki yerini almıştı.

Senelerdir göz önünde olan ve transfer dönemlerinde takımların kadrosuna katmak istediği Orhan Şam, bu sezon (2010-2011) ortaya koyduğu istikrarlı performansla lig şampiyonu Fenerbahçe'ye transfer olma imkanı yakaladı. Fakat, bu sezon -doping yaptığı- yüzünden ya da iddiasıyla diyelim biraz sıkıntılı bir dönem geçirdi. Yapılan tetkikler sonunda yapmadığı görülen Orhan Şam, takımda ki yerini yeniden almıştı. 2010-2011 sezonunda 28 karşılaşmada forma şansı yakalayan Orhan Şam 5 kez de rakip fileleri havalandırmış.

Fenerbahçe'nin bu yeni transferinde sadece kadro genişliği ve rotasyonda yararlanabileceğini düşünüyorum. Kart cezası veya sakatlık olmadığı sürece ilk 11'de forma giyme şansının düşük olduğunu düşünüyorum. Ama, eğer Gökhan Gönül gibi istikrarlı ve kaliteli bir bek oyuncusunu saf dışı bırakacak bir performans gösterdiği taktirde de mucizeyi gerçekleştirmiş olduğunu düşüneceğim. Ziraat Türkiye Kupası maçlarında ilk 11'de başlama ihtimali çok yüksek olan Orhan Şam'a Fenerbahçe'de başarılar diliyorum. Umarım faydalı bir transfer yapmışızdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf