Ana içeriğe atla

Fenerbahçe 2-0 İ.B.B / 01.05.2011

Ligin yavaş yavaş sonuna doğru yaklaşıyoruz. Önümüzde, Karabük deplasmanı içerde Ankaragücü ve son maçımız Sivasspor maçları kaldı. Bu heyecanı yüksek haftalarda maç izlemek de zorlaştı. Heyecandan tam olarak maçları da analiz etmeye zaman bulamıyoruz. Bu yüzden İBB maçı için farklı bir konsept de yazı yazmak istedim. Maç sonu verilen röportajlardan bir kaç kesit sunarak maç sonu yazısı yazmak istedim.

‘’Kazanmaktan başka alternatifimiz yoktu’’
Hocamız, "Mutlak ve mutlak kazanmamız gereken bir maçtı. Bu duyguyla başladık. Başka alternatifimizin olmadığı bir maçtı. Bu tür maçlarda hakim olan manzara, tüm maça hakim olan manzaraydı. Gol anlamında maça şanslı başladık. Maçın başında öne geçtik. Sonrasında da artırmak için girişimleri yaptık ama bunu yaparken bir şeye dikkat etmedik. Birbirinden kopuk oyuncular haline geldik. Sürekli golü araştırtan bir grup, arkada da dönem itibariyle Türkiye’nin hızlı atağa çıkan oyucularına karşı oyandık. Bugüne damga vuran bizim adımıza en önemli şey, ilk yarının başı ve sonunda attığımız gollerdi. İkinci yarı nispeten daha derli toplu bir oyuna geçtik, skoru artıma şansı da bulduk ama sonuçta mutlak ve mutlak kazanma ihtiyacının olduğu haftada kazandık, mutluyuz" dedi. 
’’Kalan maçlara dört elle sarılmalıyız’’
Diego Lugano, ''Zor bir maç oldu. İyi bir takıma, iyi alan daraltan, kontraya çok iyi çıkan bir takıma karşı oynadık. Şanslı olan yönümüz erken golü bulduk ve sonra oyunu tuttuk. İlk yarıda bulduğumuz goller bizim için çok iyi oldu ve maçı kazandık'' dedi. 
’’Kalan 3 maçı da kazanmak istiyoruz’’
Miroslav Stoch, ’’2. dakikada attığım golle maça 1-0 başladık gibi oldu. Erken gol bulduğunuz zaman kendinizi ilerleyen dakikalar daha rahat hissediyorsunuz. Bu akşam da bizim adımıza ilerleyen dakikalar rahat oldu. Bu akşam burada kazanmak önemliydi. Önümüzde 3 maç kaldı ve bu maçlara galibiyet için çıkıp kazanmak istiyoruz’’ dedi. 
’’Mutlu sona ulaşmak istiyoruz’’
Cristian Baroni, '' Her maçı kazanarak yola devam etme zorunluluğumuz var. Çünkü biz kendimize bağımlıyız. Her maçı kazanırsak mutlu sona ulaşacağız. Her maçın kendine özgü durumu var ve biz hepsini kazanıp şampiyonluk ipini göğüslemek istiyoruz. Her maça ayrı konsantre olup mutlu sona ulaşmalıyız. Her maçı ayrı ayrı ele alıp hedefimizi de unutmadığımız sürece mutlu sona ulaşacağımızı da düşünüyorum" dedi.

Maçın daha 2. dakikasında Stoch ile bulduğumuz golle maça 1-0 önde gibi başladık. Sürekli bize ters gelen bir rakip karşısında maçın başında öne geçmek çok önemliydi. Gelen golle üzerimizde ki stres bir nebze de olsa gitmiş oldu. Golün verdiği rahatlık ve seyirci desteğini de arkasına alan futbolcularımız, ilk 30 dakika boyunca İBB takımının ataklarında ve futbolunu sahaya yansıtmalarına müsade etmedi. Hızlı bir tempo ile başladığımız karşılaşmada duraksadığımız ve frene bastığımız zamanlarda İBB takımı biraz olsun üzerimize gelmeye başladı. Fakat, bu gelişler cılız ataklar olarak nitelendirdiğimiz ataklardı. İBB'nin bizi çok fazla yormadığı/zorlamadığı bir karşılaşma oynadık. Bunda onların kupada final oynayacak olmalarına, bizim seyirci desteğiyle iyi futbol oynamamıza vs. her şeye bağlayabilirler. Ama, şunu biliyoruz ki önümüz de ki 3 karşılaşmayı da kazandığımız taktir de şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz. Bunun için de kalan maçlarımız içersinde en tehlikelisi (!) olarak Karabükspor maçını gösterebiliriz.

Karabükspor karşısında alacağımız galibiyet ve son 2 haftaya lider olarak girmemiz şampiyonluk yüzdemizi arttıracaktır. Diğer karşılaşmaların da önemi bir okadar yüksek olsa da Karabükspor maçı moral motivasyon açısından da çok önemli. Fenerbahçe'miz bugün aldığı galibiyetle son oynadığı 15 lig maçında 14. galibiyetini almış oldu. Umarım bu güzel tablo lig sonuna kadar devam eder. Ve lig sonuna kadar alacağımız galibiyetlerle 18'de 17 yapmak nasip olur. Yazımızı bugün kale arkasında ki koreografi ile kapatalım... "İnandık Size" 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf