Dün çok güzel bir ortam vardı. 41663 biletli seyircinin izlediği bir ilk yaşanıyordu. Çoluk çocuk herkes yerini almıştı. Ben uygulama öncesi bu kadar seyircinin olamayacağını düşünüyordum. Fakat, bayan taraftarlarımız beni yanıltarak neredeyse stadı dolduruyorlardı. Gel gelelim maç için bir şeyler yazmaya...
Tek kelimeyle, kötü bir Fenerbahçe vardı sahada. Top yapamayan, defans yapamayan ve ne yaptığını bilmeyen bir takım. Sahada olan futbolcularımız çok kötü oynadı. Şu iyi oynadı diyebileceğim isim yok gibi! Sezonun ilk puan kaybını kendi sahamızda yaşamamız hoş olmadı. Özellikle, tribünleri dolduran 41bin seyirciye güzel bir galibiyet hediye edilmeliydi. Fakat, buna Bilica denilen "futbolcu müsvettesi" izin vermedi. Geldiği günden beri, her Fenerbahçe formasını giydiğinde o kulübün havasını soluduğundan beri nefretim daha da artıyor. Tabi ki suç aslında onda da değil. O'nu buraya getiren ve o formayı teslim edende suç. Kulübün kapısına yaklaşamayacak seviyede ki biri gelip "kaptanlık" bile yapabiliyor.
Son dakika da sayılmayan golü de es geçiyorum. Rakibimizin 10 kişi kalmasını kullanamadığımızı da es geçiyorum. Semih'in kötü oyununu, Caner'in pas kayıplarını, Bilica'nın aptallıklarını, Selçuk'un sakatlanmasını, ve Aykut hocanın oyuna geç müdahale etmesini de es geçiyorum. 10 günde 3. maça çıkmamızı ve 2 gün sonra Kayseri deplasmınına çıkacak olmamızı da es geçiyorum. Saha içi yazılacak hiç bir şey yok! Fakat, tribünler ve stadyum dışı müthişti.
7'den 70'e herkes sevgilisine stada koşmuştu. Sarı-lacivert aşkının peşinden koşan ve o'na destek olan herkese teşekkürler.
Yorumlar