Ana içeriğe atla

Fabio Capello "Bıraktım Arkadaş!"

Terry'nin İngiltere Milli Takımı kaptanlığından alınışının ardından Milli Takım patronu Fabio Capello "o halen benim takımımın kaptanı" ifadesini kullanmıştı. Daha sonrasında bu olay çığ gibi büyüyerek, istifaya kadar ulaştı. Terry'nin kaptanlığı ikinci kez alınırken, Fabio Capello'nun kararıyla ikinci kez kaptan ilan edilmişti.

Daha önce, takım arkadaşı W.Bridge ile arasındaki yaşanılan problemler sonrasında Milli Takım kaptanlığı alınmıştı. O yaşana  olay sonrasında Fabio Capello, takım kaptanı John Terry demişti. Fakat, İngiltere Federasyonu artık sabrı taşmış ve bu son yaşanılan Anton Ferdinand olayıyla birlikte Terry'nin kaptanlığını yeniden geri çekti.

Fabio Capello yine boş durmadı ve takım kaptanına arka çıktı. Bu olaylar yaşanırken, İngiltere Federasyonu, Capello ile bir görüşme yapmak istedi. Bu görüşme aslında bir nevi "bizimle ters düşme ve bizim işimize karışma kendi işine bak efendi!" ifadesi taşıyordu. Capello bu görüşmenin içeriğinin farkında olacak ki görüşmeye gitmeden İngiltere Milli Takımı ile yollarını ayırdı.

Milli Takım hocaları arasında en fazla galibiyet yüzdesine sahip olan (%66,7) Capello'nun gidişiyle Euro 2012 öncesi İngiltere'de daha fazla kaos ortamına girmiş durumda. Şimdi takım için düşünülen isim, Tottenham menejeri Redknapp. Redknapp'ın vergi davasından aklanması ve Tottenham ile ortaya koyduğu başarılı performans Milli Takım için en kuvvetli aday olarak gözüküyor.

Ama, Tottenham yönetimi bu işe ne der bekleyip göreceğiz...

Yorumlar

Semih Çolakis dedi ki…
Capello en başından beri yadırganıyordu zaten. O ne kadar İngiliz gibi olmaya çalışsa da medya ona bir türlü ısınamadı. İşte rakam ortada %66 galibiyet oranı. Terry'nin kaptanlık meselesi sadece bir bahane..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf