Ana içeriğe atla

Championship 12/13 Sezonu Önizlenimi / Cardiff - Charlton



-Cardiff City-

Geçen sene zor da olsa ligi 6. sırada tamamlayarak play-off oynama hakkı kazanan Cardiff takımı play-off mücadeleleri sonunda EPL’ye yükselme başarısı gösteremedi. Sezon boyunca inişli-çıkışlı bir futbol ortaya koyan Cardiff takımı beklentileri bir türlü karşılayamadı. West Ham ile play-off eşleşmesinden iki karşılaşmadan da kaybederek ayrılmaları, yeni sezon öncesi planlarının yapılmasını acil kılmıştı. Bu neticede de kendilerini büyük bir değişimin içinde buldular.

Sezon öncesi hazırlık dönemine değinmeden önce Cardiff takımındaki büyük değişimden bahsedelim. Takımın büyük potansiyeli karşısında beklentileri bir türlü karşılayamaması, Malezyalı iş adamı Vincent Tan’ın dikkatini çekiyor. Takımın EPL için yaptığı yüksek maaşlı transferler sonucunda fazlasıyla finansal anlamda zor durumda olması ve Vincent Tan’ın Galler’deki iş hayatı, takımın sahibi olmasında etkili oluyor. 100 milyon poundluk bir yatırım ile finansal düzenleme ve takımı EPL’ye taşıma hedefi için işe koyuluyorlar. Fakat, bunun sonucunda yapılan transferlere bakacak olursak; Portsmouth’un kalecisi 1987 doğumlu Joe Lewis bedelsiz olarak takıma katıldı. Birmingham City’den 1991 doğumlu orta saha Hordon Mutch 1.250.000 euro karşılığında transfer edildi. Kadrodan gönderilen Kenny Miller’ın yerine ise, NK Maribor’dan Etien Velikonja dahil edildi.

Yapılan transferlere ve Vincent Tan’ın vaadlerini göz önünde bulundurursak; 2 senedir play-off oynayıp EPL bileti alamayan Cardiff için yeni sezon çok da umutlu gözükmüyor. Özellikle, Kenny Miller ile yolların ayrılmasını anlamış değilim. Ada futbolu ve özellikle Championship gibi ligler için bana göre en iyi forvet tercihi. Miller ile yolların ayrılıp Velikonja’nın alınması çok büyük bir transfer hatası gibi duruyor. Blackburn, Bolton, Leeds, N.Forest, Birmingham vb. üst sıraya oynama hedefi olan takımlar karşısında yapılan bu transferlerle işleri zor görünüyor.

-Charlton Athletic- 

Charlton geçtiğimiz sezonu League One’da 101 puan toplayarak lider olarak tamamlamıştı. Müthiş bir sezon geçiren Charlton takımı artık Championship’de mücedale edecek. Geçen sene ortaya koydukları futbolu göz önünde bulundurursak, Championship’de kalıcı olabilecek bir takım hüvviyeti taşıyorlar diyebiliriz. Özellikle, geçtiğimiz sezon Bradley Wright-Philips’in ortaya koyduğu performans (22 gol) ile takımın bir üst lige yükselmesinde en büyük pay sahibi olmuştu.

Yeni sezon öncesine bakacak olursak; Charlton takımı ligin yeni ekibi olmasına rağmen kadrosunu genel anlamda korumayı başardı. Sunderland’de forma giyen 1990 doğumlu orta saha Jordan Cook bedelsiz olarak transfer edildi. Stevenage’de başarılı performans gösteren 1986 doğumlu Lawrie Wilson ile sözleşme imzaladılar. Yine orta sahaya G.Rangers’da forma giyen Salim Kerkar’ı kadroya dahil ettiler. Yapılan transferlere baktığımız zaman ihtiyaç ve nokta transferler diyebiliriz. Kadrosunu koruyan ve iyi yolda olan Charlton takımı için yapılabilecek transferlerle bana göre kadrolarını güçlendirmeyi başardılar.

Yeni sezonda bana göre orta sıralarda bulunabilecek bir takım oluşturdular. Sezona iyi başlayabilir ve kendilerine güvenlerini yitirmezlerse başarılı ve ligde kalabilecek seviyeye gelebileceklerdir. Biraz daha deplasmanda sürpriz sonuçlar alabilecek bir takım olmaları halinde ise, play-off potasını zorlamaları çok şaşırtıcı olmayacaktır. League One’da mücadele ederken, keyif veren ve futbol oynayan Charlton takımını Championship’de izlemek lige keyif katacaktır. Umarım EPL olmazsa uzun süreler ligde mücadele ederler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf