Ana içeriğe atla

Championship 2012/2013 Sezonu Önizlenimi / Huddersfield - Hull


-Huddersfield-

Geçtiğimiz sezonu İngiltere Lig 1’de play-off oynayarak tamamlayan Huddersfield takımı play-off finalinde Sheffield United ile karşı karşıya gelmişti. Sezon boyunca ortaya koydukları iyi futbolu bu maça da taşıyan Huddersfiel, rakibini normal süresi 0-0 biten karşılaşmanın ardından penaltı atışları sonunda mağlup ederek adını Championship’e yazdırmasını başardı. Hak ettikleri bir başarıyı elde eden Huddersfield’in Championship içerisinde öncelikli hedefi kalıcı olmak olacaktır. Gelebilecek/yaşanılacak şampiyonluk sürprizi ise, paha biçilemez durumlara gelmelerini sağlayabilir.

Sezon öncesine bakacak olursak; Sezonun ilk resmi maçını İngiltere Lig Kupası maçında Preston’a karşı oynadılar. 2-0 kaybettikleri karşılaşmada pek hazır bir görüntü sergileyemediler. Ligin açılışını ise, Cardiff ile yapacaklarını düşünürsek ilk haftalar kendileri adına zorlu geçecektir. Yapılan transferler ise, Sean Scannell (F), Oliver Norwood (OS), Adam Clayon (OS) ve Anthony Gerrard (D) takıma yeni katılan isimler. Giden isimler ise, geçen sene çok fazla fırsat bulamayan isimler oldu. Bunlardan da Huddersfield bir kazanç elde edemedi. Genel olarak sözleşmesi biten isimlerdi.

Championship’e yeni yükselmelerine ragmen yapılan transferlere bakacak olursak; ligi iyi yerlerde bitirme hedefleri var. Zaten iyi bir takım olan ve mücadele etmekten usanmayan yapıda olmaları bana gore lige büyük bir keyif katacak. Fakat, bocalama dönemi yaşama olasılıklarını düşünürsek, işte o zaman işleri bir hayli zorlaşır. İngiltere alt liglerde genellikle bellir bir lige yükselen takımlardan en az biri sürpriz yapabiliyor. Bunu Huddersfield takımı başarabilir.

-Hull- 

Geçtiğimiz sezon ligi 8. sırada tamamlayan Hull takımı ligin genelinde çok iyi performans göstermemişti. Güçlü bir kadrosu olmasına ragmen beklentilerin (en azından play-off) altında kaldılar. Bu beklentiyi sadece 2 sırayla kaçırdılar. Ve iyi de futbol oynamıyorlardı. Geçen sene takımın en iyilerinden Fryatt ve Koren ile bulundukları konuma kadar gelebildiler. Diğer oyunculardan çoğunluk bu futbolculara ayak uyduramayınca bir sezon daha Championship mücadelesi gözüktü.

Yeni sezon öncesi ilk resmi mücadelesini 11 Ağustos tarihinde Lig Kupası maçında Rotherham United karşısında verdiler. Kendi evlerinde oynamalarına ragmen ortaya koydukları vasat futbolla elenme riski yaşadılar. Penaltı atışlarında 7-6 kazanarak tur atlamasını bildiler. Transferlere bakacak olursak; Paderborn takımından Nick Proschwitz’i 3.5 milyon euro civarında bir ücrete transfer ettiler. Geçen sezon Bundesliga 2’de mücadele eden Paderborn takımında 33 maçta (2900 dakika) 17 gol atıp 4 asist yapan Proschwitz takımın yeni gol umudu. Ayrıca, West Ham’dan 34 yaşındaki defans oyuncusu Abdoulaye Faye’yi ve G.Rangers’dan 23 yaşındaki orta saha Sone Aluko takıma dahil edildi.

Yapılan Nick Proschwitz transferi zamanla +/- yönlerini gösterecektir. Fakat, takımla birlikte Lig Kupası maçında kaçırdığı golleri gördükten sonra pek de olumlu sinyaller vermedi. İlk maç olmasından dolayı sabır göstermek zorunda gibi duruyorlar. Hull takımı geçen seneki kadrosunu genel anlamda korumayı başardı. Bu sene hedef en kötü play-off gözüküyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf