Ana içeriğe atla

Bekir İrtegün Ve Diğerleri


Bekir İrtegün ile ilgili uzun zamandır bir yazı yazma ihtiyacı duyuyordum. Son oynadığımız Trabzonspor maçı sonrasında artık bir ufak yazı karalamanın vakti gelmişti. İyi/kötü konusuna girmemeye özen göstererek; sadece istatistiksel açıdan inceleyelim Bekir İrtegün'ü ve kararı siz okurlara bırakayım istedim. Neticesinde de ortak bir noktada buluşacağımızı umut ediyorum.

Bekir İrtegün, Aykut Kocaman'ın defansif anlamda en güvendiği stoper konumunda. Gökhan Gönül ve Bekir İrtegün yazıldıktan sonra diğer defansif isimler kadroya yazılmakta. Bekir İrtegün'e daha fazla rol verilmiş olması ve oyunu geriden kurabilecek olduğunu düşünen hocamız çok mu fazla beklenti içerisinde anlamak güç. Ama, bir Baroni bir Emre bir Kuyt takım için ne kadar (her ne olursa olsun) önem arz ediyorsa; Bekir İrtegün'de hocamız için o önemi arz etmekte. Yobo'nun gelişiyle birlikte defansif anlamda tandemde kimler oynayacak soruları kafamızı karıştırmakta. Normal. Ama, taraftarın bir kesimi; Bekir - Egemen uyumunun bozulmasından endişe duymakta. Haklılılar. Peki, defans göbeğinde neden Bekir İrtegün tercihinden sonra partneri seçiliyor?

Hocamız neden Bekir İrtegün'den vazgeçmiyor. Neden o'na fazla rol vermiş durumda. Neden vazgeçilmezi istatistikler ortaya çıkartıyor. Bekir - Egemen - Yobo üçlüsünü karşılaştırdığımızda Bekir'in diğer isimlere göre defansif anlamda daha fazla görev üstlendiği aşikar bir durum. Peki bu durum ne kadar işe yarar gözükmekte orada kararı sizlere bırakıyorum. Bekir'in görev aldığı maç sayısı; 17. (16'sı ilk 11 olmak üzere) -Egemen 11 maç 10 ilk 11 / Yobo 13 maç 13 ilk 11- Bekir bu 17 karşılaşmada defansif anlama en fazla topla oynayan isim. Topla oyunda 63.23 oranına sahip Bekir İrtegün'e Egemen ve Yobo ikilisi yaklaşmış değil. İşin ilginci aslında burada ortaya çıkmakta. Bekir İrtegün "paslı oyun"da rakiplerinden daha az orana sahip. Bekir'in "pasla oyun" içinde bu kadar zayıf olmasına rağmen; defanstan "oyun kurma" konusunda neden ısrar ediliyor? (Bu da sizin fikrinize kaldı)


Oyun kurma ve pasla oyun konusunda zayıf olan Bekir İrtegün'ün defansif hareketlerde kaleye olan mesafesi; 41.22 metre. Egemen'in 40 metre ve Yobo'nun 37 metre. Pasla oyunda ve uzun top konusunda zayıf bir ismin; kalesinden bu kadar uzak oynuyor olması ve kendisine güvenin bu kadar yüksek olmasını saygıyla karşılıyorum. Neden mi? Bekir İrtegün'ün defansif anlamda (defans bölgesi) top kaybı; 10 "ON".  Rakibin atağını durdurma konusunda Egemen ve Yobo'yo göre daha başarılı olsa da kalesine olan 41.22 metrelik mesafe sırtı dönük isimlere orta saha bölgesinde daha fazla faul yapma riski yaratmakta. Bekir'in Egemen ve Yobo'yo göre defansif hareketlerinde defansda oyun oranı; %59.12.

Hücuma çıkmayı (ki bu ona müsade edildiğini gösteriyor) görev haline getirmiş Bekir İrtegün'ün yaptığı faul sayısı 24. Defans oyuncusu yapar abi? Evet yapar. Fakat, sırtı dönük rakip futbolcusuna bir defans oyuncusu orta sahada faul yapmaz/yapmamalı. Bir de üzerine takım olarak kötü istatistik elde ettiğimiz "uzun top" konusunda Bekir İrtegün defansif anlamda başı çekmekte. Top sürerek çıkıldığı zaman %84 başarı elde eden takımımız, uzun topla sadece %29 başarı oranı elde ediyor. Bu durum "atak başlangıçları" için geçerli. Atak başlangıçlarında defansif olarak en fazla pas verilen bölgeler geri/yanlar olduğunu düşünürsek; atak başlangıçlarında daha fazla verim nasıl sağlayabiliriz? Bu sorunun cevabı aranmalı.



Bekir'in takımın hücumsal hareketlerine göz attığımızda, Meireles'den daha fazla topla oynadığını görüyoruz. Meireles'in çok fazla insiyatif kullanmaması bu durumu açıklayabilir. Fakat, Gökhan Gönül ve Hasan Ali'nin ofansif hareketlerini ne kadar fazla olduğunu yandaki fotoda görebiliyoruz. Kanat beklerin bu denli top kullanmaları takım adına çok olumlu. Daha fazla da kullanabilirler. Ama, bir stoperin bu denli hücum bölgesinde oynamasını doğru bulmuyorum. 13 maç üst üste gol yemiş bir takım olmamızda belki Bekir başı çekmiyor. Yalnız, defans bölgesinde "hücum" çıkışlarında bu kadar orta alanda kalması yanlış. Bu konuda bizler "bir şey bilmiyoruz" sadece fikrimizi söylüyoruz. Eğer, oynaması gerekiyorsa; hocamızın taktiridir.

Velhasılı kelam; Bekir İrtegün'ün istatistikleri ortada. Elimizdeki malzeme bu deyip sabır/destek göstermekten başka bir yolumuz yok. Yazıya başlamadan önce de belirtmiştim. İyi/kötü konusuna girmeden sadece istatistikleri göz önünde bulundurarak; Bekir İrtegün'ün neler yapabildiğini ve yapamadığını söylemek mümkün. Kötü mü? DEĞİL. İyi mi? DEĞİL. Değil hiç değil... Ama, hocamızın elindeki malzemeden en iyisini çıkartmak istediğinden şüphem olmadığından her maç sabırla izliyor ve bekliyorum.

Not: Ne yazıktır ki Bekir - Egemen ikilisinin bozulmamasını isteyenlerdenim. Yobo ve diğerleri olur mu? Olmaz. Düzeni bozmak "kötü savunmayı" daha fazla bozabilir. Böyle gittiği yere kadar... 

Önder Ayhan Pektaş

İstastikler; MatchStudy.com 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf