Ana içeriğe atla

4. Hafta | Kasımpaşa - Fenerbahçe | 2-3

Sivasspor karşısından ortaya konulan futbol ve alınan galibiyet sonrasında Milli maç arası dönüşü sıkıntılı geçmesini beklediğim Kasımpaşa karşısında alınan galibiyet mutluluk verici. Pes etmeyen bir Fenerbahçe izlediğimiz için de ayrıca mutlu oldum. Bu galibiyetle biraz daha morallenip önümüze daha net bir şekilde bakabileceğimizi düşünmekteyim.

Maça gelecek olursak; ilk yarıda biraz daha tutuk fakat hocanın istediği futbolu biraz olsun yansıtabildik. Yaratıcılık konusunda eksiklerimizin olduğunu düşündüğüm kadroda yaratıcılık konusunda kim bizi öne itebilir o konuda da aklıma bir isim gelmiyor. Bu kadro yapısıyla Volkan efendinin dediği gibi "yediğimizden fazlasını atıyoruz" lafını da elbet yedirebilecek takımlar çıkacaktır. Çünkü gol yollarında bir hayli yaratıcılık sorunu çekmekteyiz. En basit şekilde takım oyunu ve yardımlaşma konusunda daha fazla ilerleme göstermek şart. İlk yarıda yediğimiz iki golün faturasını da bir taraftar olarak Volkan Demirel'e kestim. Son zamanlarda hem fiziklsel hem de mental açıdan dibe vurmuş durumda. Hele yediği ilk golde kılını kıpırdatamayan (cüsse ortada) Volkan Demirel'in biraz olsun dinlendirilip Mert Günok'a şans verilebilir olduğunu düşünüyorum.

İkinci yarıya bakacak olursak; baskı kuran, topu biraz daha iyi oynayan ve ne yapması gerektiği bilincinde olan Fenerbahçeli futbolcular 90+2 de olsa golü bularak rakibinden 3 puanı aldı. Geçen sene ligde şampiyonluk yaşamış takımlara karşı ortaya koyduğu futbol ve galibiyetlerle herkesi şaşırtan Kasımpaşaspor karşısında deplasmanda galip gelmek bana göre önemliydi. Özellikle, Caner ve Holmen'in ortaya koydukları futbol beni ilerisi için daha da umutlanmamı sağladı. Fakat, rakibiyle ve hakemle çok fazla oynayan Caner'in bu durumu en aza indirerek sadece sahada hocasının verdiği görevi yerine getirme isteğinin artış göstermesi durumunda sol kanat sıkıntısı yaşanmayacağını düşünmekteyim.

Sonuca gelecek olursak; 3 gollü 3 puan diyebilirim. Daha iyi duruma gelebilecek miyiz? Umuyorum. Biraz daha ivme kazanabilirsek; neden olmasın. Eldeki malzeme ile daha fazlasını elde edebilmek mümkün gözüküyor. Tabi ki mevcut kadro içerisinde değişikliklerle bu ivme kazanılacaktır. Sow konusunda "formsuz" olduğunu düşünüyorsam; Volkan için de aynısını düşünüyor ve Ersun Yanal'ın bu konuda da tutumunun eşit olmasını bekliyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf