Ana içeriğe atla

4. Hafta | Akhisar Bld. - Fenerbahçe | 2-0


Uzun zamandır bloğa giriş yapmıyorduk. Tatil ve özel işler sebebiyle epey bir ara vermiştik. Aslına bakılırsa; çok fazla da yazmak için istekli olduğum söylenemez. Akhisar maçıyla birlikte bloğa giriş yapalım. Uzun uzuna bir yazı değil de daha çok sosyal medya üzerinden (twitter) attığım tivit derlemesiyle; bu maçı geride bırakalım önümüzdeki maçlara bakalım. Yoksa çok hatırlanası bir karşılaşmayı geride bırakmadık.

İstatistiksel veriler üzerinden;

- Fenerbahçe'nin Akhisar karşısındaki takım yerleşim mesafesi "60 METRE" "ALTMIŞ METRE" Bu takım nasıl pozisyona girecek ki?

- İlk devrede 57.6 metre olan bu mesafe; ikinci devrede 62.1 metreye kadar çıkmış. Takım geriye düştükçe "genişlemeye" devam ediyor.

- Bunun dışında "savunma mesafesi" evlere şenlik. ilk devrede 40.5 metre olan bu mesafe. İkinci devrede "51.7 METRE"... Toplamda 47.2 metre

- Yahu; defans mesafesi bir tarafa "defans-ortasaha" arasındaki mesafe "17 METRE" olur mu ya?  Buna rağmen; daha iyiye gidiyor açıklaması var.

- Hadi diyelim Diego'dan vazgeçemiyorsun/baskı var vs... Yanına Alper'i koyarak neyi amaçlıyorsun? Defans ve orta alan arasında köprü?

- Ne Alper'in ne de Diego'nun hücum hattı oyuncularına doğrudan verdiği istikrarlı pas bağlantısı yok. Sürekli kanatlara yığılan bir oyun.

- Sürekli "maç başı ücret" konusu dile getirilen Selçuk'u Meireles ve Emre yokluğunda kullan da şu aradaki "en azından" köprü oluşsaydı.

- Akhisar takımı öndeyken; takım yerleşim mesafesi 61.5 METRE. Savunma; 48.9 METRE... Kısaca; tarla da rakibe fırsat ver. At koştursun.

Kısacası; aminanko Dynamo... Söyleyeceklerim bu kadar!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf